2 Mart 2019 Cumartesi

Bir Âhengin Peşinde

“Kainattaki âhenge vakıf olmakla kalmayıp o âhenge iştirak etmek isteyişimiz sanatsal yönelişimizin temelini oluşturur. O âhenk içinde yok olma arzumuzla, o âhengin içinde var olma niyetimiz bizi sanatla buluşturur.” Mustafa Kutlu

*
“Nâgehân ol şâra vardım / Ol şârı yapılır gördüm
 Ben dahi bile yapıldım / taş ü toprak âresinde.” Hacı Bayram-ı Veli

*
Kainattaki âhengi farketme.
O âhengin içinde yok olma iştiyakı duyma.
Talip olma iradesi.
Yol.
Yolcu.
Rehber.
Bir şâra varma, o şâr ile birlikte yapılma.

*
Gelenekli sanatların yolunu ne güzel tarif etmiş büyükler. Günümüz dünyasında böylesi bir yolculuğun kıymetinin anlaşılması oldukça güç bir mesele. Bazıları için beyhûde bir uğraş olsa da şükür ki bu yola sevdalanan bu yolda yürümeyi şeref bilenler de var.
Onlardan birisi de kıymetli Hocam Sadreddin Özçimi.
Önden giden, yolu açan.

*
Hocamla ebrû sayesinde tanıştık. Lütfetti, beni öğrenciliğe kabul etti, birlikte ebrûyu talime başladık.
Yıllarını sanata vermiş ve sanatla yaşayan bir derviş benim Hocam. Kelimenin tam anlamıyla bir hezarfen.  
Kemal-i ciddiyetle ortaya koyduğu muhteşem eserler O’nun ilkeli, tutarlı, rikkat ve tevazu dolu kişiliği ile tam bir uyum içindedir. Bu yüzden tesiri de bu kadar yüksektir.
Ebrûlarında renkler, mûsikisinde sesler kıyl ü kâlden kurtulmuş, kâinatın âhengine iştirak etmiştir.

*
Teknesi, meşki, öyle bir seyirdir ki tadına doyum olmaz.
En güzel nağmeler doldurur odayı, daha sonra renkler büyük bir olgunluk ve insicamla belirir teknenin yüzünde. Menekşeler arz-ı endâm eder, muzip bir gülümsemeyle selamlar sizi. Pembeler göz aydınlığı, turuncular gönül ferahlığı verir. Hârelenir kırmızı… Derin bir hüzün, vakar ve zerafetle doğar lâleler. Laleler, yaprağının bir kıvrımı onlarca yıla değen laleler!
Battallar ayrı bir dünyadır. Sizi bu dünyadan alır ve varlığını bilmediğiniz hayal alemlerine götürür. Orada sukûnet bulursunuz, orada yok olur ve yeniden var olursunuz.
Zarif çay sohbetleri eşlik eder bu meşklere. Bazen güler, bazen ağlar, bazen susmayı talim edersiniz.
Sanatın “gerçek bir insan”da hayat bulduğu bir dünyadır bu meşkler. Burada insanın sanatı nasıl güzelleştirdiğine, sanatın da insanı nasıl zevk-i selim sahibi kıldığına şahit olursunuz.  
Aramayı talim edersiniz.

*
Hocam bize aramayı öğretiyor,
aramayı talim ediyoruz,
İyiyi, güzeli, doğruyu, insanın kendisini ve hakikati...
suyu hazırlarken
tekneyi her açtığımızda
serptiğimiz her damla boyada
lâlenin hâresinde
yaprağın her kıvrımında
renklerin suda raksedişinde
teknenin bu raksa zemin veren vakarında
Hocamızın suya düşürdüğü her nakşın hayranlığında
boyanın, suyun ve insanın “bir” dengede “bir”leştiği anın heyecanında.
Konuşmayı unutup susmaya sığınarak,
görünmeden,
edeble,
 “garib bir yolcu ol” düsturunu önümüze alarak!
Hocamızın dizi dibinde.

*Bu yazıyı 2015'te Hocamıza armağan olarak hazırlanan bir kitap için yazmıştım. Bir talihsizlik eseri kitabın basım sürecinde sanırım yayınevinde kayboldu ve kitapta yer alamadı. Geçenlerde bilgisayarda bir şey ararken buldum ve blogda yer alsın istedim.